Öylesine

Bazen nefes alırsın tıkanır gitmez boğulursun. Hayat seni öyle bir duruma sokar ki nefes aldığını bile hissetmezsin. Şu anda tam olarak böyleyim. Nefes alıyorum ama sanki derin sular doluyor akciğerlerime. Tüm hücrelerime sular doluyor ve patlayacak gibi. Belki de ondan gözlerimdeki yaşları durduramıyorum. Gözlerimdeki yaşlar beni boğulmaktan kurtarmaya çalışıyor gibi. Boğazım düğümleniyor. Ve bunların hepsini aşacak tek kişi benim olmam da ayrı yorucu. Kaosun ortasında kaldım. Kendimi bıraksam kaos beni oradan oraya çarpacak. Elim yüzüm tüm vücudum kanlar içinde kalacak. Yavaş yavaş öleceğim. Ya kanımda boğulacağım ya da vücudumdaki kırıklar o kadar acı verecek ki dayanamayacağım. Çıkış yolu yok mu? Sesimi duyan yok mu? Nefes alacak yer var mı bu kaosun içinde? Ya da zihnimin sınırlarını yıkacağım bir realite var mı bu evrende? Sahi neden yaşanıyor bu kaos? Her insanın kaosu aynı mı? Rüyalarımda kaosa dahil mi? Peki tüm bu yaşadıklarımı anlayacak birisi var mı? Annem babam bile anlamazsan kim anlayacak ki? Psikoloğum mu, sevgilim mi, arkadaşlarım mı hangisi anlayacak beni? Söyleyeyim hiçbirisi anlamayacak. Onlar sadece kaosa şahit olacak fazlası olmayacak. Beni sadece gözyaşlarım ve tüm hücrelerim anlayacak. Çünkü bunları onlar da hissediyor. Hatta o kadar derin hissediyorlar ki kendilerini benim için feda ediyorlar. Değer mi canım hücrelerim? Benim için değer mi?

Yorum bırakın